Çarşamba, Kasım 4

EuroDinner ve gelen birincilik :)

Dünden planımı yapmıştım. Önce postane işim, sonra Prof.Potempa ile görüşme sonra da alışverişi yapıp dönme vede yemeği hazılama. Prof.Potempa'yı yerinde bulamadım. Randevusuz gidersem sonu bu olur. Mailime cevap vermesini beklemekten başka şansım yok anlaşıldı. Tüm haftanın yorgunluğunu daha atlatamadan yeni bir maceraya atıldım; "EuroDinner'a Lahana sarmasıyla katılcam ve birinci olcam." Alışveriş için gittiğim makette tam 2 saat geçirdim. Kuru nane aramak en az 30 dak mı almıştır ki bulamadım. Herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşünerek almaya çalıştım. Hatta malum yurt mutfağı hijyeniteden çok uzak olunca çalışma tezgahı için örtü bile aldım. Et seçimi, lahana seçimi derken markette dolan dolan ağrıyan ayaklarıma biraz daha ağrı ekledim. (Bisikletin etkisini atamadım. Feci hamlamışım. Tez vakitte spora başlamalı...)
Kasaya gelince kendi zaruri ufak ihtiyaçlarımla birlikte 118 zl tutuvermiş... Ne aldım ben böyle oluyo insan! Bir türlü alışverişi kararında bırakamamışımdır.
Lahana sarmasıyla birinci olacağımı hissettim desem yalan olur. Sevgili Cafefernando'nun da desteğiyle ben bunu yaparım birinci de olurum diye bir an umut, gaz karışımı geldi içime. Taki mutfağa girip hazırlamaya başlayana kadar. Lahanayı parçalamaya başladığımda bu his söndü gitti. Bu iş olmayacak  ya başladım bir kere dedim. Keza lahananın en yumuşak olanını seçtim diye zannederken, yapraklarının ayrılması ne mümkün. Portakalağacının tafine göre parçalamaya çalıştım. İmkansız. Mecburen yarıya bölüp elimle tek tek açtım. Bu da yaprak ziyanına neden oldu. Buradaki lahanalar turşuluk, kapuskalık cinstenmiş anlamış oldum.  Haşlama sonrası elime aldığımda bunlar nasıl bükülecekler, çok sertler! zar gibi olması gerekirken esneklikten bi haber!. Doldurmaya başladığımda ayrı bir facia. İmkanı yok yanları içine kapanmıyor. Düz kıvrılabildiği kadarıyla doldurup sarmaya çalıştım. Öyle bir an oldu ki evcilik oynayan çocuklar igbi hissettim kendimi. Yamuk yumuk, şekilsiz, sanki yemek değil... Sonrası tencereme güvenemediğim için bir kaç kat lahananın damarlarını serdim, bol su koydum, çok kısık ateşte yaklaşık 1 saat pişirdim. Mutfak-oda arası gidip gelmekten bacaklarım koptu. Piştiğinde hala umudum yoktu... Diğer Türk arkadaşım Nesibeye tattırıp, çok beğendiğini söylemesi ile kendime güvenim geldim. Tekrardan evet hala birinci olabilirim dedim. Bilenler bilir benim vejeteryan olduğumu. Her türlü eti pişiririm, hazırlarım ama yemem, yiyemem. Yemeği yaparkende tadına bakamamak, tadım esnasında acaba nasıl ki'yi bir türlü netleştirememek çok kötüydü. Lehler ete çok düşkünler. Lahanayı da seviyorlar. Etli yapmasaydım birinci olabilirmiydim? zannetmiyorum. Tadan herkesden çok güzel eleştiriler aldım. Tadımın başlamasıyla nasıl bittiğini bile anlamadım. Özellikle diğer Türk arkadaşlarım kimisinin tembel oluşu kimisinin hazırlama imkanının olmamasından Türk masasında benim lahana sarması ve Nesibenin kuskusdan yapma mercimek köftesi (bulguru çok aradık ama bulamadık) dışında bir yemek yoktu.... Her ülkenin ayrı bir masası ve bayrağı vardı. Herkese ufak kağıtlardan dağıttılar, birinciyi seçmek için sevdiğiniz yemeğin ismini ve orjinini yazdık attık kutuya. Favori yemeğim lahana sarmam tabiki de. Tadına bakmadım ama güzel olduğuna eminim artık. Sabırsızlıkla bekliyorum açıklanmasını. Bir taraftan da rakiplerimi süzüyorum. İddalıyım bunlar ne... Fransa kreple katılmış, Ukrayna sandöviç ve bizim pişi dediğimiz kızarmış hamur, diğer ülkelerde de adını unuttuğum bir sürü aperatif tarzı yemekle. Çoğu hazır alıp kızartmayı yada haşlamayı tercih etmiş. İtalyanlar çok iddialıydı. Fırında patlıcan,  bolonez soslu ve kaşarlı yemekleri biraz erken gelseydi birinciliği kaptırabilirdim onlara.
Veee açıklanıyor... Önce tahminler... Ben bağırıyorum ama sesim gitmiyor Tuuurrrkeyyy....  veee Turkeyy. İşte ben sahnede... (Ne yazık ki foto çekmeyi unuttuk). Islıklar ve çığlıklar eşliğinde gittim hediyemi almaya ismini "cabbage filling" diye tercüme ediyorum. Sonradan öğreniyorum ki Lehlerinde buna benzer yalnız biraz daha büyük bir yemekleri varmış. Oyları kimden aldım hemen söyleyeyim. Diğer Türk arkadaşlarla birlikte biraz milliyetçi takıldık sanırım. Biraz da diğer tarafsız arkadaşların da desteğiyle omuzladım birinciliği... :))) Herkes çok özlemiş yemeklerimizi, teşekkürler üst üste.. Midemiz bayram etti sayende vs... Hiç tadamayanlara üzüldüm..... Güzeldi o yüzden çok çabuk bitti diye espriyle takıldım...  Artık bir başka etkinliğe dedik.  İşte böyle güzel bir gece, güzel bir deneyim ve unutulmayacak bir anı oldu.. Amaç kazanmak değil katılmaktı :) klasiği ile bitiriyorum. Teşekkürler Cafefernando, teşekkürler Portakalağacı, teşekkürler oy verenler...

Haşlama işlemim


Sarma aşaması


Pişmeye hazır


Mutlu son!


hımmm güzel görünüyor


Masamız (en önemli fotoyu çok kötü çekmişim :( )


Bitti bile!


Pierogi ve aparatifler :) Lehlerin masası


Fransızların krebi (lezzetliydi, özellikle nutella ile birlikte :) )


Mutlu son! Ve anlamlı hediyem. Pek işlevli görünüyor, kullanmak için önce kitap almalıyım :))

2 yorum:

esra&fatma dedi ki...

guzumm tebrik ediyoruz... afferim sana;) zaten yemek konusunda eline su dökebilecek başka birini tanımıyoruz;)

NYCity dedi ki...

Aman efendim ne haddime! Rakipler pek zayıftı da ondan diyelim. Nasıl oldu bende anlamadım gitti. Pek şanslıydım velhasıl... Tekrar tekrar teşekkürler...