Pazar, Ekim 4

2 ve 3 ekim

Dünün yorgunluğunu 7 saatlik uykuyla almışım. Hala vücudumda valiz taşımaktan kaynaklana morluklar ara sıra acı veriyor. Hostelden kalma omuz ağrısı da yanında. Polonyalıların garip bir yastık seçimi var. Bizim yere minder diye kullandığımızı bunlar başlarına koyuyorlar. Yatağın 2/3 sini kaplıyor. Hostelde yastık yüzünden omzum koptu. Neyseki çabuk davranıp yastık, yorgan, polar temin ettim. Sabah kalkıp ilk işim valizlerimi açmak ve yerleştirmek oldu. Daha sonra Kazimierz turu için grubu yakalamaya gittim. İnternetim olmadığı için nerde toplanacakları konusunda bir fikrim yoktu. ESN ye sorarım dedim Collegium Novuma gittim ki kapalı. Neyse Kazimierze doğru yürüyeyim belki yakalarım dedim. Ki tahmin ettiğim caddeye gruptan uğrayan olmadı. Daha sonra rize ünivden arkadaşlarla buluştuk. Onlarda kazimierz turuna katılmak istiyorlardı olmadı. Neyse kendimiz ufak bir tur attık. Wisla nehrinin kenarından yürüyerek ayrıldık. Bende hazır dışarıdayken İkea ya gideyip dedim ve atladım otobüse. Haritam yanımda olmasa da kolaylıkla buldum. Türkiyeden biraz pahalı buldum. Promosyon ürünleri dışından ucuz pek bir şey yok. Nevresim takımı 15zl aldım. Gerçekten ucuzdu bu. Buradaki marketlerde poşet parayla. Sadece tesco ve rossman denen marketlerde ücretsiz. İkea çıkışı krakowun waffle benzeri ürününü denedim. İstanbula nazaran oldukça fakir buldum. İnsanlar sadece waffle ekmeği üzerine krema yada sos yada sadece meyve alıyorlar.bende meyveli ve kremalı istedim üzerine çikolata sosu da istedim ama beni anlamadı. İngilizce bilmiyordu, işaret diliyle anlaştık. 4,5 zl ödedim ki gerçekten çok ucuz. 2.25tl sadece. Çok değişik meyveler vardı. Narenciye harici hepsi tropikti. İçerisinde papaya, ananas, mango, adını bilmediğim değişik tatsız bi meyve birde portakal dilimi vardı. Portakal sıfır suluydu. Kuru posadan ibaret. İçeriğin zenginliğine nazaran ucuzluğu beni mest etti. Yalnız kremasını çok sıkıyorlar ve krema tuzsuz, şekersiz, yüksek yağ oranlı pasta ara kreması gibi bişey. Meyvelerinde tadı olmayınca tatlı niyetine aldığım waffle kuru kuru gitti. Waffle konusunu fazla uzattım. Ordayken nesibenin de yurda kabul edildiğini öğrendim. Yurda dönüp aldıklarımı bırakıp nesibeye yardım etmek için hostele gittim. Onu da yurda taşıdıktan sonra nihayet odamdaydım. Ve komple temizleyebilecektim. Önce yerleri süpürdüm sonra, cifledim, sonra sildim ve sonra kalan eksiklerimi almak için tekrar nesibeyle real e gittim. Ordan akşam 8-9 gibi döndüm. Tekrar kısa bir silme işlemiyle artık ayakkabısız odama girebildim. Ohhhhh çok şükür. Niyetimde banyo yapıp yatmak vardı ki daha geleli hiç banyo yapamamıştım. Sonrası tam toparlanırken Rizeli gruptan kızlar aradılar. Biz geldik yurdun önündeyiz. Cuma akşamı Language evening toplantısı vardı. Gitme niyetim yoktu sonradan merak ettim. Yurdun altındaki bar gibi adı cafe olan yerde organize etmişler. Her milletten gelen insanların kendi ülkelerine ait masaları var ve kendi dilleriyle konuşuyorlar. Oturduk Turkish masasına bizim elemanların hepsi orda.değişik zamanlarda ve değişik yerde tanıdığım Türklerle tekrar bir aradaydık. Pek fazla kalamadım. Banyo içinde üşenip sabah erkenden sözünü vererek yattım. Sabah erkenden banyoya girdim ama benim için çok zor oldu. Banyoda askı yok, poşet kapı kolundan düşüyor, neyse ki duş perdesinin çengeli sağlamdı. Sonrası güzel bir kahvaltıyla güne başladım. Real den aldığım Nutella , enfes peynirim ve buğday ekmeğimle süper oldu. Yurttan aldığım 2 zl espresso üstüne çok iyi gitti. Yurtta magazine denen bir bölüm var. Ordan ihtiyaçlarını ücretsiz alabiliyormuşuz diye dün konusu geçmişti. Geçmiş senelerdeki öğrencilerin bıraktıkları eşyaları kullanıma veriyorlar sonra tekrar geri veriyorsun. Bende cattle istedim. Görevli de yok dedi. Ama gözümün önünde 4 tane var. Duruyor ama adam yok diyor. Tekrar ettim gene yok. Bende sadece Ethernet kablosunu alarak çıktım. İnternet pazartesinden sonra açılacakmış. Benimde bir sürü işim vardı. Sonra toparlanıp internete gittim keşke bilgisayarımı götürseydim. Meydanda kablosuz ağ vardır. Bir daha ki sefere. Çok dandik bilgisayarı olan bir cafeye girdim. Yaklaşık 1 saatine 4 zl ödedim ki beni kazıklamış da olabilir. Genel tursite bakış açısı. Girişte lehçe diliyle 2 zl diyo ama neye diyo bilmediğimden sesimi çıkaramadım. Sonrası tesco denen krakowun en ucuz marketine gittim. Gerçekten çok ucuz ürünler vardı. Kahve, çikolata, peynir, süt, (su bile sütden pahalı) yoğurt, kefir, espresso makineleri, kozmetik gerçekten uygun. Ama anlamadığım husus tuvalet kağıtları pahalı. En kaliteli ürünü 8 lisi 15-17 zl civarı. Peynirleri 15 ile 30 zl arası değişiyor. Kozmetik, su, temizlik vs ürünlerin kdv si % 22, yiyecek maddelerinin, ilaçların % 7. yarım kilo yoğurt 1,69 zl.450 gr kefir 1,80 zl. Yaşasın bol bol kefir içebilirim. Bugünde böyle alışveriş merkezinde geçti bitti. Yarın erken kalkıp, planlı yaşamak istiyorum....

Hiç yorum yok: