Cumartesi, Aralık 26

dostlara mektup

Nihayet Avatarı izleyebildim. 2,5 saat süren 3D gerçekten iyi bir fikir değil. Daha önceki 3D deneyimlerim  30 dakikayı geçmemişti. 2,5 saat boyunca izlemek insanın beynini, gözünü çok yoruyor. Sinema çıkışı bir müddet kendime gelemedim. Başımın ağrısı çok çok sonra geçti. Ama film tek kelime ile muhteşemdi. Çok çok beğendim.  Müthiş bir zeka, müthiş bir senaryo, deli para harcaması ve mükemmel bir film. İçerisinde herşeyden biraz biraz vardı. Bu kadar büyük bir emeğe saygıyla eğiliyor, tebrik ediyorum.
Diğer taraftan, sinemda hiç hazzetmediğim tiplerle karşılaştım. Anlamıyorum bu yurtdışındaki Türkleri. Kendilerinden mi utanıyorlar, dillerinden mi çözemedim. Nedense kendilerini belli etmemek için (Türk olduklarını göstermemek için) güya aksan yapmaya çalışarak İngilizce konuşup hal ve tavırlarını değiştirmeye çalışıyorlar vs. Ne kadar acı bir durum. Çok üzüldüm şahsen. Bu tarz tiplerin kişiliklerinde, kimliklerinde bir sorun olduğunu düşünüyorum. Aslında utandım. Ne acı, ne kadar eksik bir genç nesiliz. Öz dilimizi kullanmaktan utanan.. Aynı sahneyi Amsterdam da, Paris de, Viyanada da gördüm. Bir Türk yurtdışında bir Türkle karşılaşmaktan neden hazzetmiyor. Neden gizleme ihtiyacı hissediyor... Bileniniz varsa bilgilendirsin beni lütfen.. 
Malum bugün noeldi. Tüm kiliselerin kapıları ardına kadar açık. Tüm işyerleri kapalı. Herkes akın akın kiliseye gidiyor. Kilisenin bahçesinde konserler düzenleniyor. Temsili doğum anını gösteren temalar hazırlanıyor vs. Kilisenin bahçesine koyun ve eşek de getirmeyi unutmamışlar. Gelen geçen eşekleri, koyunları seviyor. Hayvancıklar belkide kutsandı ki bu kadar rağbet var diye içimden geçirmedim değil. Neyse efenim saygı duyuyorum. Ufak bir kilise gezisi sonrası yurduma döndüm. Yeni yıl tebriği yazma adetimi bu senede sürdürüyorum. Yaklaşık 2 saattir tebrik yazmaya çalışıyorum ve bitmedi. Sıkıldım, birazda bloga yazayım istedim. Çok yakın dostlarıma, aileme, sevdiklerime güzel bir hatıra olması açısından önemsiyorum.. Aslında  ne kadar uzun ve meşakkatli... Biraz da sitemliyim. Vefaya çok önem veriyorum. Önemsediğim insanların bana da aynı hassasiyeti göstermelerini bekliyorum ama boşuna.. Beklememek ve silip atmak lazım belki de. Parantez içindeki şahsiyetler arasına mı kaldırsam.. Yok bu kadar acımasız olamam. Belli ki mazeretleri vardır yada .... Neyse neyse karşılık beklememek en doğrusu.. Yarın için çok güzel bir planım var. Oda arkadaşım Bohnia'ya evine davet etti. Güzel bir gün olacağını umuyorum. Ailesiyle tanışacağım ve klasik bir Polonya evine konuk olacağım. Lezzetlerini tatma imkanım olacak ve aile ortamlarını göreceğim. Çok heyecan verici... Sabırsızlıkla ziyareti bekliyorum....

Hiç yorum yok: