Çarşamba, Ağustos 13

Arıcılığa giriş!

Klasik bir pazar günü olmayacağı cumartesiden belli olmuştu. Babamın isteğiyle sabahın ilk ışıklarıyla arı bozumuna gidilecekti. Tüm ekipmanlar hazırlandı ve sabah 5:30 gibi yola çıkıldı. Manavgat merkeze 17 km kala bozkıra yaklaşık 40 dak da vardık. Peteklerin ballarını süzebileceğimiz kapalı alan namına hiçbirşey yer yoktu. Kamyonetin üzeri naylon ile kaplanarak kapalı alan hazırladık. Bu işlem yaklaşık 30 dak sürdü. Bin bir zahmetle hazırladığımız kamyonette dolu dolu peteklerin gelmesini beklemeye başladık. O da ne!!!
Peteklerde bal kalmamış. Çok geç kalmışız bal bozumuna. Arılar oğul vermiş ve tüm balı da besin olarak tüketmişler (Arıcıların söylediklerine göre). O kadar hazılamak için uğraştığımız kamyon boşunaymış. Arıcılık üzerine yeni birşeyler öğrenmenin sevinciyle fırsat bu fırsat dedim. Babamdan boşa çıkan arıcı tulumunu giydim ve daldım arıların içine. Bizimle beraber arıcılık yapan Mustafa abiye yardım edeyim dedim. Körükle işe başladım. Dumanla arıları sakinleştirmeye çalışmama rağmen arılar fena sinirlenmişlerdi. Eldivenim olmasına karşın iki arı tüm çabalarıma rağmen sokmayı başardı. Arılara karşı alerjimin olmaması sevindiriciydi. Yinede acı veriyor. Kovanları hepsini kontrol edip durumuna göre boş petek yerleştirdik. Havanın yavaş yavaş ısınmasıyla yaklaşık saat 9 - 10 gibi arılar iyice saldırgan oldu. Bol bol tezek dumanı üzerime körükleyip durdum. Ortamdan kaçtım, koştum koştum koştum, üzerimdeki arıları üzülerek öldürmekten başka çare bulamadım. Nihayet 10.30 gibi işlerimiz bitti. Ortalığı toparladık, 2- 3 hafta sonra tekrar gelmek için arılarla vedalaştık ve düştük yollara.... Günün kârı olarak; tek bir petek bal, bol bol arıların soktuğu birkaç kişi , uykusuzluk ve de yorgunluk söylenebilir.